23 Aralık 2017 Cumartesi

Evde Makyaj Fırçası Organizeri Yapmak !


 Evde Makyaj Fırçası Organizeri Yapmak ! 

Evinizde kullanmadığınız, kullansanız bile ben bunu feda ederim dediğiniz düz bir bardağınız varsa buyurun efendim :)
(İlham kaynağım Nascita fırça markasının bir fotoğrafıdır.)



İşte olayımız budur arkadaşlar :) Şimdi yapma aşamasına geçelim..
Elimizde olması gereken malzemeler,

Kullanmadığımız bir takma kirpik ve yapıştırıcı. Elinizde kirpik yoksa çok ucuza satılanlardan alabilirsiniz kalitesinin hiç bir önemi yok zaten. Yapıştırıcı olarak da kirpiğin yapıştırıcısını değil uhu gibi kırtasiyelerde satılan sıvı bir yapıştırıcı kullandım.

Bir ten rengi bir kırmızı ruj.(Ruju da istediğiniz dudak renginde seçebilirsiniz ister pembe ister bordo)
Vee en önemlisi şekilsiz düz bir bardak.
Siyah bir kalemle kirpikleri koymak istediğimiz yeri çiziyoruz. Çünkü yapıştırıcı sürdükten sonra sabitlemek kolay olmalı.
Yapıştırıcıyı kulak pamuğu yardımıyla kirpiğe sürüp çizdiğim yerlere yapıştırıyorum.
Ten rengi ojeyle iki nokta yapıp burun çiziyorum.
Vee geldik son rötuşa. İsterseniz kırmızı bir ruju dudağınıza sürüp bardağı öpebilirsiniz :D Şekli çizmeniz için bir yol olur. Ben hayali bir şekilde çizdiğim için dolgun bir dudak oldu :D
Buda son halimiz. Umarım fırçalarım da mutlu olmuşlardır :)
Okuyan güzel gözlerinize teşekkür ederimm :)








Okumalara Doyamadığım Kitaplar !! :)


Okumaya Doyamadığım Kitaplar !! (Ve tabi ki önerdiğim) :)

 Hepimizin hayatta sonunu çok merak edip hızlı hızlı okuduğu ama bittiğinde de neden bitti keşke devamı olsa da okusam dediği kitaplar vardır. Hatta beynimizin içinde onları o kadar iyi canlandırırız ki. Bu kitaplar beyaz perdeye uyarlandığında heyecanlanarak koşar izleriz ama '' Bu böyle değildi ya'', ''O okuduğum bölümü niye çekmemişler? '' diye üzülürüz.
Şimdi gelelim benim okuduğum, bittiğinde kahrolduğum (mecazi anlamda) kitaplar :)

1- Yitik Cennet - Cecilia Samartin

Okurken ağladığım nadir kitaplardan Yitik Cennet. Bu kitabı, kitap evine girip '' Bana acil okuyacak bir şeyler lazım'' diye aranırken bulmuştum. Orada çalışan biri önermişti. Üç yeğene sahip olmam kitaptan etkilememe daha çok yardımcı olmuştur belki. Teyze anne yarısıdır dedikleri şeyi daha iyi anlıyorsun çünkü. 











2-Alacakaranlık Serisi- Stephenie Meyer


Bu seri bir dönemin ergenlerinin vazgeçilmeziydi zaten bilmeyen yoktur.:D
Hala devamını yazsalar okurum, hala devamını çekseler izlerim. Bittiğinde nasıl biter ya nasıl diye isyan etmedim değil. :D Ergenlik bunu gerektirirdi çünkü ! Bu fantastik kitap bir gençliğin aşk için nasıl fedakarlık yapılır, anlamasına yardımcı oldu nasıl unuturuz ki :) Unutursak kalbimiz kurusun :( Forever Twilight !!









3- Canan Tan - Kelepçe



Canan Tan'ın hangi kitabı başarısızdır ki bu olsun. Ne çıkarırsa koşa koşa gidip aldığım benim için evimizin yazarı. Sanki ailemden biri :D Aslında diğer kitapları için ayrım yapmıyorum hepsi beni çok etkiler ama Kelepçe; konuşmaktan uzak kaldığımız, dilimizin varmadığı, mahkum diye hepsini aynı şekilde yargıladığımız ama içlerinde nadirde olsa oraya düştüğünü duyduğumuzda onun yerinde ben olsam bende aynı şeyi yapar mıydım ? diye sorguladığımız hikayelerden ibaret. İçi kaldırabilecek olan okusun derim başka da bir şey diyemem :(




4- Aynı Yıldızın Altında- John Green


Yine ağlamaktan kendimi alamadığım muhteşem bir kitap. Aşkın en saf hali anlatılmış bana göre. Ve bittiğinde de bu kitap böyle bitmemeliydi hayırr olaamaaz diye bağırdım tabi ki yine yine yeniden. Filmi de üzerine tuzu biberi oldu. Günlerce etkisinden yine çıkamadım. Ben dolu dolu saf bir aşk filmi istiyorum ağlamak istiyorum derseniz buyurun izleyin buyurun okuyun :)










5- Şeker Portakalı- Jose Mauro De Vasconcelos


Kitap kapağına baksak sadece içindeki musmutlu bir hayatı anlatıyor galiba derdim.
Okumaya başladığımda bitirmem bir günümü bile almadı. İçimi cız ettiren bir kitap ve devamı olan kitaplar içinde aynı şey geçerli. Ama Şeker Portakalı'nın yeri herkes için hep farklıdır.












Şimdilik hayatımın enleri olan kitapları bırakıyorum buraya devamını da yazarım tabi illaki :) Okumak son bulmuyor sonuçta. Okuyan gözlerinize teşekkür ederim :)




16 Kasım 2017 Perşembe

Favori 5 Makyaj Ürünüm (Uygun Fiyatlı)

Merhabaa :)
Bugün kısa ve öz bir yazım olacak. Bu da favori beş makyaj ürünüm. Veee uygun fiyatlı olanlar. :)

Maybelline Rocket Volume Mascara

Bu uzun süredir kullandığım iki rimelden biri. Diğeride çok uzaklardan bir marka değil. :) Aynı markanın Lash Sensational maskarası. İkisine tek kelimeyle aşığım. Ama ikisinden birini tercih edersem bu tabi rocket volume olur. Kirpikleri tek tek ayırıp uzatan ve başka hiç bir ürüne gerek duymadığım bir rimeldir kendileri. Şiddetle alın aldırın. Benim gibi silikon fırçalı rimel kullananların favorisi olur zaten. :)

Pastel Daylong Lipcolor

Bu serinin bütün rujlarına bayılıyorum ama en favorim 27 numara. Nude bir renk ve koyu renk göz yapsam da hiç makyaj yapmadan sadece bunu sürsemde çok hoş bir renk oluyor. Kalıcılığı da harika. Kısacası ben nereye o oraya. 

Maybelline Master Strobing Likit Aydınlatıcı


Cosmetica'nın çarşamba günleri yaptığı 7 üründe %70 indirim kampanyasından 13tl'ye kaptığım mükemmel aydınlatıcım :) Günlük kullanımda istekleri yeterince karşılıyor bence. Her zaman çantamda duran arada çıkarıp pıt pıt sürdüğüm canım ürünüm. Ona 10 puan 10 puan 10 puan :)

Maybelline Anti Age Eraser Eye Kapatıcı


Bu da en bayıla bayıla kullandığım günlük kapatıcım. Yapısı incecik kapatıcılığı ortadan yükseğe harika bir ürün. Sürümü kolay ve kalıcılığı yine ortadan yükseğe doğru gidiyor. Ben rengimden biraz daha açık bir ton kullanıyorum. Çünkü gözaltlarımı daha iyi aydınlatıyor. Bu tonun adı Neutralizer. 

Wet N Wild Comfort Zone


Bu ürünü ikinci alışım. En sevdiğim günlük far paletim. En çok kullandığım renkler baya belli oluyor zaten :)Üstelik indirimde 12tl'ye felan geliyor. Çantaya at çıklarımda yine bu ürün var. Bunuda alalım aldıralım dicem ama belki de almayan kalmamıştır. :)

Vee bir sona daha geldik. Kısa ve öz kullanımı kolay çantaya at çık günlük kullandığım ürünlerimi ayrıntıya girmeden ankatmaya çalıştım umarım başarılı olmuşumdur bir sonraki yazıda görüşmek dileğiylee !! Thank You !!



9 Kasım 2017 Perşembe

İlk Yurtdışı Deneyimi Dubai 2


Vee ikinci yazımla karşınızdayım :)
Turumuza Madinat ile devam ediyoruzz..

Madinat

Gündüzü ayrı, gecesi ayrı güzel Madinat. O güzel suyun kenarında birbirinden şık restaurantlarda yemeğinizi yerken gecenin büyüsüne gündüzün renklerine kapılabilirsiniz. İstersenin çarşı kısmında otantik kıyafetleri deneyip, kumdan sanat yaratan insanları hayranlıkla izleyebilirsiniz. Hatta starbuckstan kahvenizi alıp suyun kenarında yürüyebilirsiniz. Ha birde tekne turlarını unutmamak lazım :)

Atlantis Otel Akvaryum




Palm Island'ın zirvesi desek doğru olur. Ve akvaryumu gezebilmek için otelin müşterisi olmaya gerek yok. Aslında bizim için o muhteşem balıklarla fotoğraf çekinebilecek en kolay yerdi. Çünkü Türkiye'de bile akvaryuma girdiğinizde o kenarlarda asla boş yer bulamıyorsunuz. Hem büyüklük olarak en büyük hem de en boş akvaryumdu. Akşam saatlerinde gittiğimiz içinde hiç zorluk çekmedik. Üstelik bütün balıklar o kadar insalcıldı ki etrafımızda dolaşıp durdular. Sanki eğitilmiş gibi. 

Burj Khalifa
Dünyanın en uzun gökdeleni Burj Khalifa beni hayatta bu kadar etkileyen nadir şeylerden biri. Daha gezeceğimiz göreceğimiz çok yer var tabi eminim daha büyülü şeylerle de karşılaşırım fakat burayı ve etrafındaki su gösterilerini asla unutamam. 163 kat 828 m olan bu gökdelen içinde ünlü bir markanın otelini, restaurantları, alışveriş merkezi, residence bile barındırıyor içerisinde. Yukarıdan bakınca uçakta uçuyormuş hissi verdiği söylenen bu gökdelenin gerçekten uzun olduğunu, ben Türkiye'ye dönen uçağımız baya yükseğe havalandıktan sonra gökdelenle hala aynı hizada olduğumuzda farkettim. Ve buda beni aşırı etkiledi. Ama o kadar katı 
çıkıp orada vakit geçirir misin? diye sorarsanız da .. Galiba yapmam :D 

Ve geldik son durağımız Abu Dhabi- Şeyh Said Camii

Şeyh Said Cami


içi ayrı dışı ayrı güzel bu kutsal yer de bence dünyanın en güzel camisiydi. Böyle bi tasarım mimari o-la-maz. Oraya gittiğimizde hava sıcaklığı 47 derece olduğu için baygınlıktan çok tadını çıkaramadığım için hala pişman ve üzgünüm. Ben hayatımda böyle temizlik ve rahatlanası bir yer görmedim. Ben o kadar anlatamam ama size resimleyebilirim. Siz de okursanız daha iyi olur bence.:) 
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eeyh_Zeyd_Camii
Burasının güzelliği göreceli bile sayılamaz. Kimsenin görüpte beğenmediğim diyeceği bir yer değil bence. Çünkü dini dili ırkı ne olursa olsun tüm dünyadan her gün buraya akın akın turist geliyor ve hepsinin yüzünde o güzel ifade kalıyor. 

Dubai gezi bloğumun sonuna geldik. Sizde buraya kadar gelmişseniz beni okumuşsunuz demektir. Okuduğunuz için teşekkür ederim. :) See you soon my friends!








5 Kasım 2017 Pazar

İlk Yurtdışı Deneyimi Dubai !

İlk Yurtdışı Deneyimi Dubai ! 




 Aslında bu bize bir nişan hediyesiydi. Çünkü ablam nişanımıza gelemedi. 😞 O gelemediği için biz onun yanına gittik ve sonunda kendimizi Dubai’ de bulduk. 🤗 Bu bizim için en güzel hediye ve en muhteşem yurt dışı deneyimiydi. Aklımızda Dubai’ye gitme fikri yokken yurtdışı için plan yapıyorduk ama gideceğimiz ilk ülkenin burası olabiliceği hiç aklımıza gelmezdi. Çünkü Dubai başlı başına sihirli bir dünyaydı. ♥️

11 Mayıs 2017

Uçağımız Sabiha Gökçen Havalimanından kalkacaktı bunun için önce Eskişehir’den İstanbula hızlı trenle geçtik. İndiğimiz yer Pendik olduğu için uçağın kalkacağı saate kadar bir sürü vaktimiz kaldı. Tabi o anın heyecanıyla neredeyse 3 saat öncesinden havalimanına giriş yaptık. 🙈(Uğurcan bunu hala yüzüme vuruyor) Uçak firmamız Flydubai’ydi. Yaklaşık 1 saat valizlerimizi vermek için bekledik. Checkinimiz önceden yapılmıştı. (Ablam sağolsun) 😬 Daha sonra freeshoplarda gezindik. Dubai’de herşey gibi alkol de pahalı olduğu için alkol stoklaması yaptık 😬 Gerçi pasaport başına belli bir sayıda alabildiğimiz için stok dediğim şey üç şişe oldu 😂 Duyanda mağazayı aldık sanar 🙈 Neyse sonunda uçağa girdik yerlerimizi aldık ve havalandık.  
O anki sahip olduğumuz telefonların hafızasının 16gb olması sebebiyle fotoğraf çekmekten korkmuşuz 🙄 


 Uçuş 4,5 saat sürdü. Sabah 06:00 civarı indik. Hava yolculukları benim için çok zor bir süreç. Çünkü bindiğimde istemsiz kasılıyorum, kendimi sıkıyorum ve ayaklarım yere basana kadar gevşeyemiyorum. 🤦🏻‍♀️ Galiba baya korkuyorum. Neyse ki gece uyuduğumuz için gidişimiz çok sıkıntılı değildi. Ama dönerken 🙈 Neyse ona şimdi girmeyeceğim. 😬 
Havalimanına ablamlar bizi almaya geldi. Beraber eve geçtik. Ve ilk gün öğlene kadar uyuduk tabiki 😴 Hava o zaman 36* dereceydi sanırım. İliklerimize kadar ısındık desem çok doğru olur. Çünkü Türkiye’ de fırtınalar esiyordu. 
Dubai’de Uber sistemi inanılmaz aktif kullanılıyor. Kaldığımız yer Palm Island olduğu için bizde çoğu zaman onu kullandık. Ve gelelim ilk gittiğimiz yere ✋🏻

Boxpark



Burası ünlü markaların mağazaları, restaurantlar, cafelerin renkli konteynerların içine kurulduğu boylu boyunca bir cadde. Murat abiye ait olan restauratın burada olması sebebiyle tabiki de ilk geleceğimiz yer burasıydı. 😊 “TT Custom BBQ Steak House” diyerek reklamımızıda yapalım hemen 😏 Hayatımda yediğim en iyi etin Türkiye’de değilde Dubai olması benide şaşırttı tabi. Muhteşem ekibi, hizmetiyle hala tadı damağımda 😋 Boxparktan sonra uzun bir yürüyüş sonunda Citywalk. 

Citywalk


Açık havada sokak sokak gezerken alışveriş yapabiliceğiniz, yemek yiyebileceğiniz, içeceğinizi içebiliceğiniz ya da yorulupta bir banka oturup ışıkların dansına kapılıp dinlenebileceğiniz ayrı bir dünya. Her bir köşeden ayrı bir ışık, her mağazadan restauranttan ayrı bir konsept güzellikleriyle karşılaşabiliriz. Sokak sokak gezip bitirmemiz 2 saatimizi aldı zaten. Gün sonunda ayaklarımıza kara sular inmiş bir şekilde evin yolunu tuttuk. 

Devamı ikinci "İlk Yurtdışı Deneyimi Dubai" yazımda. ;)

4 Kasım 2017 Cumartesi

Güzel Şeylere Başlangıç (Beşir’i Nasıl Sahiplendim?)



Beşir’i Nasıl Sahiplendim ?

Öncelikle herkese merhaba ✋🏻😊
Konumuz şu ki hayvan sahiplenmek oldukça ciddi bir sorumluluk ve bunu yapmak istiyorsanız onu hayatınıza tamamen almak zorundasınız ve ilk başınız sıkıştığında onu sokağa atamazsınız. Çünkü o sizinle beraber yaşam tarzınıza alışır, mamaya alışır, artık sokağı tanımaz ve dışarıda kendini savunamaz. Bir bakmışsınız artık o “minnoş bir ev kedisi” olmuştur. 😬
Şimdi gelelim benim minnoş Beşir’ime ♥️



Beşir’i çalıştığım hastanenin bahçesinde bir taşın altında saklanmış bir şekilde bulduk. Onu gördüğümde aslında eve götürmek gibi bir düşüncem yoktu. İlk başta onu taşın altından çıkardık çok korkmuştu ve sadece titriyordu. Bu arada bahçede beslenen bir sürü kedi var ve hepsi yıllardır oradalar. Onların yanında ürkek, çekingen, yemek yemeyen bir kedi olunca direk farkediliyordu zaten. Çalışma arkadaşlarım beni eve götürsene lütfen sen bakarsın yaparsın gibi cümlelerde gaza getirince dayanamadım. 😬 Bir anda anneme Beşir’in fotoğrafını gönderdim, “ Eve getiriyim mi ?” diye sordum. Oda getir tabi deyince onu bir kolinin içinde eve götürürken buldum kendimi. 🙈
Beşir’in beni bulana kadar ki bir buçuk aylık hayat hikayesi şu şekilde; kendisi bir araba kaputuna saklanıp hastane bahçesine kadar gelmiş büyük ihtimal annesini kaybetmiş. Arabanın motor sesine maruz kaldığı içinde uzun süre korkak kaldı sonra zamanla alıştı seslere.
Veterinerin söylediğine göre fotoğraftaki (ilk eve getirdiğim günler) haliyle bir buçuk aylık felanmış.
Şimdi onu bulalı 18 ayımız oldu. 😊

     

En çok merak edilen sorulardan biri de “ Adı niye Beşir ?” 😊
Ben eve getirdiğimde tabi cinsiyetini bilmiyordum. Eğer dişiyse adını Bihter koyacağımm demiştim hep. Ama erkek çıktı 😬 Öyle olunca da annem o benim Kara Beşir’im olacak diye tutturdu. Kısa süreli bir anlaşmazlık sonrası adının Beşir olmasına karar verdik 😬
Bana bir zorluğu var mı derseniz. Asla pişman olmuyorum ama bazen onu bırakıp gitmek zorunda kaldığım için çok üzülüyorum kendimi ona haksızlık yapıyormuş gibi görüyorum ama sonra ona kavuştuğumda iyi ki benimle diyorum 🤗 Hayvanlar konuşamasa da onların ciddi duyguları var ve sokaklar onlar için çok tehlikeli. Her ne kadar doğal ortamları gibi gözükse de dışarıda yemek bulmaları soğuk sıcakla mücadele etmeleri, bazı insanımsılar tarafından gördükleri işkencelerden dolayı yaşamları çok zor 😞 keşke imkanımız olsa da hepsini evimize alabilsek. Alamayanlar içinde tek tavsiyem ne olur onlara yardım edin. Onlar bu dünyanın en masum en savunmasız canlıları ve bu kötülükleri hakketmiyorlar.
Bu hikayeyi okuduğunuz için teşekkür ederim umarım içinizde bir yerlere dokunmuşumdur. Sevgiyle kalın 🙏